COVİD-19 MESLEK HASTALIĞIDIR

COVİD-19 MESLEK HASTALIĞIDIR

Hasta olan, vefat eden tüm sağlık çalışanlarının aynı çerçevede değerlendirilmesi gereklidir.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 14. maddesine göre ;“Meslek hastalığı, sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal engellilik halleridir.

Kamu çalışanları bakımından ise,5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 47. madde belirlenmiştir.Kamu çalışanları için “malûllük; sigortalıların vazifelerini yaptıkları sırada veya vazifeleri dışında idarelerince görevlendirildikleri herhangi bir kamu idaresine ait başka işleri yaparken bu işlerden veya kurumlarının menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken ya da idarelerince sağlanan bir taşıtla işe gelişi ve işten dönüşü sırasında veya işyerinde meydana gelen kazadan doğmuş olursa, buna vazife malullüğü” denir.

Özetle; kişinin hastalık veya engellilik haline mesleki faaliyetin sebep olduğu anlaşıldığında, bu durum meslek hastalığı kabul edilmektedir. Kanun koyucu, kişinin mesleki faaliyeti sebebiyle hastalık ve engellilik durumuna bir takım haklar getirmiştir.Özetle ; meslek hastalığı sigortasından sağlanan haklar şunlardır:

  1.  Sigortalıya, geçici iş göremezlik süresince günlük geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi.
  2.  Sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanması.
  3.  İş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine, gelir bağlanması.
  4.  Gelir bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmesi.
  5.  İş kazası ve meslek hastalığı sonucu ölen sigortalı için cenaze ödeneği verilmesi.

Nitekim, COVİD-19 hastalığının pandemi olarak ilanı sonrası, dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de sağlık çalışanlarının mesailerini artırmış ve bu hastalıkla yüzyüze getirmiştir. Pandeminin başından beri çok sayıda sağlık çalışanı COVİD-19 nedeniyle vefat etmiştir. Hiç şüphesiz; sağlık çalışanlarının yoğun mesleki faaliyet sebebiyle, virüsü çalışırken kapmış olma olasılıkları çalışma hayatı dışında kapmış olma olasılıklarına göre kat kat daha yüksektir. Buna karşılık,Sosyal Güvenlik Kurumu COVİD-19 sebebiyle hasta olan vefat eden sağlık çalışanları yönünden bu hastalığın mesleki faaliyet sebebiyle (İlliyet Bağı) olmadığı görüşünde olmuştur.

Ancak bu konuda önemli ve olumlu bir gelişme kaydedilmiştir. İzmir Tabip Odasınca açıklandığı üzere; 2020 nisan ayında yaşamını yitiren Dr. Muharrem İdiz’in yakınları adına Sosyal Güvenlik Kurumuna başvuru yapılmış, başvuruda,  Dr. Muharrem İdiz’in ölümünün meslek hastalığı sonucu olduğunun kabul edilmesi ve yakınlarına ölüm geliri bağlanması talep edilmiştir.  Bu başvuru ilk incelemede, Covid-19’un mesleki bulaşıcı hastalıklar listesinde olmadığı gerekçesiyle  reddedilmiştir. Bu karara karşı  Sosyal Sigortalar Yüksek Sağlık Kurulu’na itiraz edilmesi üzerine; müteveffanın çalıştığı işyerinden, sağlık kuruluşlarından  istenilen kayıtlarla yeniden değerlendirilen başvuru sonucunda, ölümün meslek hastalığına bağlı olduğu değerlendirilmiş veDr. Muharrem İdiz’in hak sahiplerine meslek hastalığına bağlı ölüm geliri bağlanmıştır.

Bu örnek teşkil eden karar, tüm sağlık çalışanları yönünden önemlidir ve uygulanmalıdır. Sağlık çalışanlarının bu haklarını kullanmaları için bildirim yükümlülüğü yerine getirilmelidir.

COVİD-19 Yakalanan Sağlık Çalışanları Kuruma Bildirim Yapılmalıdır;

 -Özel sektörde hizmet akdiyle çalışanlar (işçi) bakımından, sigortalının meslek hastalığına tutulduğunu öğrenen veya bu durum kendisine bildirilen işveren tarafından; kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar bakımından ise kendisi tarafından bu durumun öğrenildiği günden başlayarak üç işgünü içinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunulması zorunludur.

 –Kamu görevlilerinin vazife malullüğünde kamu idareleri en geç onbeş iş günü içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna durumu bildirmekle yükümlüdür. Kuruma bildirim, aynı süre içerisinde sigortalılar veya hak sahiplerince de yapılabilir.

Av. Arb. Berna Özpınar Gümrükçüoğlu

Sağlık Hukuk Avukatlık ve Arabuluculuk Bürosu

 

ULUSLARARASI SAĞLIK TURİZMİ-RİSKLER

         Ülkemizin coğrafi konumu, son teknolojiye haiz sağlık tesisleri, başarılı sağlık personeli, hızlı  ve sonuç odaklı sağlık hizmet sunumu, tanıtım faaliyetleri, uluslararası sağlık turizmi alanında adının duyurulmasına sebep olmuştur. Son beş yıl içinde  sağlık turisti sayısındaki artış oldukça önemli düzeydedir.

         Sağlık hukukunda dağınık mevzuat,yabancılık unsuru, turistin sağlığı kapsamındaki hizmetlerin ilke ve esaslarının belirgin olmayışı, aracı kurum  ve sağlık tesisi arasındaki hizmet sunumu, sözleşme şartları  pek çok risk ve hukuki risk barındırmakta idi.   Bu kapsamda yapılan çalışmalar sonucunda Uluslararası Sağlık Turizmi ve Turistin Sağlığı Hakkında Yönetmelik 13.07.2017 tarihinde  yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik bakın neler getiriyor :

  • Yurtdışından sağlık hizmeti almak amacıyla ülkemize gelenler ile turist olarak ülkemizde bulunduğu sırada sağlık hizmeti ihtiyacı ortaya çıkan kişiler ve bu kişilere sağlık hizmeti sunan kamu, üniversite özel sağlık kurumu ve kuruluşları ile aracı kuruluşları yönetmelik kapsamında hizmet sunmak zorundadır.
  • Adli vaka kapsamında kolluk kuvvetlerince getirilerek acil sağlık hizmeti alan yabancılar bu yönetmelik kapsamında değildir.
  • Acil sağlık hizmetleri ve acil hasta nakilleri ücret karşılığında sunuluyor. Hasta Türk soylu ise acil sağlık hizmeti ücretsiz sunuluyor.
  • Trafik kazasında sağlık hizmeti bedeli, uyruğuna ve sosyal güvencesi olup olmadığında bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılanıyor.
  • Bakanlıkça yetki belgesi alan Sağlık Kurumları ve Aracı Kurumlar uluslararası sağlık turizmi alanında faaliyette bulunuyor. Mevcut kurumlar bir yıl içinde standartlara uygunluk sağlayarak yetki belgesi almak zorundalar.
  • SATURK’ün görüşü alınarak Bakanlıkça sağlık turizmi fiyat tarifesi belirleniyor. Sağlık kurumları bu tarifeye göre fiyatlandırma yapmak zorunda.
  • Uluslararası sağlık turistinin yatışından taburcu edilinceye kadar sağlık tesisinde alacağı sağlık hizmetinin yanında ihtiyaç duyacağı diğer hizmetleri sunmak da uluslararası sağlık turizmi sağlık tesisinin sorumluluğundadır. Bu hizmetlerin sunumu için, uluslararası sağlık turizmi aracı kuruluşu ile sözleşme yapabileceği gibi diğer kurum ve kuruluşlarla da sözleşme yapabilir.
  • Uluslararası sağlık turizmi tesisinde, uluslararası sağlık turizmi birimi kurulmak zorunda . Bu birimde  bir sorumlu ve en az iki personel bulunmalıdır. İngilizce yabancı dil seviyesi sınavla belgelenmeli ve asgari sınırda olmalıdır.

        Yönetmelikte uluslararası sağlık turizmi hizmet sunumu şart ve esasları hakkında önemli düzenlemeler getirilmiştir. Ancak içinde pek çok hukuki riski barındırmaya devam etmektedir. Sağlık turisti ile aracı kurumlar, aracı kurumlar ile sağlık kurumları arasındaki sözleşmeler, sürecin yönetimi ve denetimi konusunda sağlık sektör bilgisine sahip uzman hukukçuları görüşü ve denetimi  önemlidir. Yönetmelik bunlara  çözüm getirmemiştir.

        Sektörde yönetici olarak bulunduğum yıllarda edindiğim tecrübeyle sağlık turizmi alanında  sektör temsilcilerinin hukuka ve etiğe uygun  hizmet sunumlarını sağlamaları şarttır. Sektörün birlikte  hareket etmesi önemlidir.Sağlık gibi  özellikli bir alanda konusunda uzman olmayan kişilerce hizmet sunumu yapılması engellenmelidir.

Saygılarımızla

Av.Pınar AKSOY GÜLASLAN