Kutlamak sözcüğü, önemli bir olayın gerçekleşmesinin yıldönümü nedeniyle tören yapmak anlamında kullanılır. Ülkemizde her yıl 14 Mart, Tıp Bayramı olarak kutlanır. Acaba her yıl 14 Martta hangi önemli olayı kutluyoruz? Dünyada değişik ülkelerde farklı tarihlerde tıp bayramı kutlanmaktadır.
Önceleri bir zanaat olan tıp, zaman içinde bilime dönüşmüştür. Ülkemizde tıbbın gelişiminde başlangıçta İslam kültür ve medeniyeti belirleyici olmuştur. Türklerin Anadolu’ya gelişi ile ilk Darüşşifalar (hastaneler) kurulmuştur. Şifahaneler hem hasta tedavi eden hem de tıp eğitimi veren, genç hekim adaylarının usta-çırak ilişkisi içinde eğitildiği, bunun yanında medrese eğitimi aldığı kurumlar olmuştur. Osmanlılar döneminde de bu gelenek devam etmiştir. 15 ve 16. Yüzyıllara gelindiğinde Osmanlı’da tıp çağına göre iyi bir düzeydedir. Bu arada Avrupa’da Rönesans tıp alanında da birçok buluş ve ilerlemeyi getirmiştir. Duraklama dönemi Osmanlı İmparatorluğunda yeniliklere de direnme dönemidir. Batıdakinin aksine matbaa, yayın ve eğitim dâhil her tür entelektüel faaliyette geri kalınan bu dönemde tıp alanında da bir gerileme gözlenir. 19. yüzyıla gelindiğinde ise şifahanelerin ve tıp medreselerinin o eski parlak dönemlerini kaybettiğini, hatta bazılarının kapandığı görülür. Neticede eğitimin aksaması nedeniyle de yeterli sayıda hekim yetiştirilemez.
Bununla birlikte, çağdaş bir tıp eğitimi verilmesi çabası gösterenler de vardır. Örneğin gene tıp medreselerinden yetişmiş Şanizade Mehmet Ataullah, Mustafa Behçet Efendi gibi hekimler bir yanda tıp hizmeti vererek çevrelerine yararlı olmaya çalışıyorlar, aynı zamanda da “ tıbbı cedid “ denilen yeni tıbbın, tıp eğitimine artık girmesi gerektiğini savunuyorlardı. Nitekim III. Selim zamanında 21 yaşında ilk hekimbaşılığını yapan Mustafa Behçet Efendi, yeni tıp eğitimi veren bir Tıphane kurulması için ilk çalışmalar yapmıştır. Ancak Sultan II. Mahmut döneminde Yeniçeri Ocağı’nın ortadan kaldırılmasından sonra, Asakir-i Mansure-i Muhammediye adıyla modernleştirilmeye çalışılan ordunun hekim ve cerrah ihtiyacını karşılamak amacıyla Mustafa Behçet Efendi üçüncü kez hekimbaşılığına getirilmiştir ve bu çalışmaların neticesi olarak Şehzadebaşı’ndaki Tulumbacıbaşı Konağında Tıbhâne-i Âmire kurulmuştur. Rıza Tahsin’in Mir’at-ı Mekteb-i Tıbbiye adlı eserine göre Tıbhâne, 14 Mart 1827 (15 Şaban 1242) tarihinde açılmıştır.
Tıp Bayramı ilk kez ülkemiz işgal altındayken 14 Mart 1919’da kutlanmıştır. Beyazıt’taki Üniversite (Darülfünun) binasının konferans salonunda yapılan bu kutlamada; öğrenciler, dönemin ünlü hocaları ile birlikte İngiliz işgal ordusu başhekimi de hazır bulunmuştur. 1935 yılına gelindiğinde İstanbul Üniversitesi Tıp Talebe Birliği’nce 14 Mart’ın Tıp Bayramı olarak kutlanması kararlaştırmıştır.
Ülkemizde 14 Martta yapılan kutlama, modern anlamda tıp eğitiminin ve tıp fakültelerinin başlangıcı sayılan Tıbhâne-i Amire’nin yani, Tıp Mektebi’nin, 14 Mart 1827 tarihinde açılmış olmasıdır.
Aydınlık, güzel günlerde kutlanması özlem ve dileğiyle değerli hekimlerimizin 14 Mart Tıp Bayramını kutluyoruz.
Av. Berna Özpınar Gümrükçüoğlu
Sağlık Hukuk Avukatlık Bürosu